21 Kasım 2012 Çarşamba

İstiklal Marşı ve Kapanış

Bu blogun da sonuna geldik. Yayında ve yapımdaki gösterdiğim özensizlik için başta ve sonda kendime teşekkürü bir borç bilirim. Kapanışı da bu şekilde yapmak daha özenli olabilir diye düşündüm:


Yaşadığım çağ bunlar için elverişsiz diyor biri
Zaten herkes söylenmek peşinde
Azade ruhum tertipsiz bir tavırla
kayalara tırmanır,
Yüzyılları karıştırıp içlerinden ne geçerse
krallar, toplar, yontulmuş taşlara sarılır

Taze zerzevatların yeşili bir pencereden sarkıyor
Tutumlu bir kadının eli sarılıyor
hemen benimkine fakat
Darbeler bizi yıldıramaz!
Sondan önceki bahar da darbe çağrısında bulunmuştu
Çiçekler takan kadınlara
Sofrasına vazoda çiçek koyanlara
Tüketilen eforlar kalorimetrelerde,
türlü metrelerle toplanıp, kağıtlara oradan da düzlüklere yayılır
Düzlükler tarihin kurtuluş çabası değil mi?
Gerisi matbuat...

Kim haklı?
Elinde anahtarlarıyla kapıda kalan N.F.
Uzun ismi için akıl yürüten mi?

Zulm karşısında sevinç
Kavgaya koşarak gidiş
Mart ayında elleri nasır tutan yalnız,
Samanları  ve sıcağı şehre taşıyan karpuz sergisindeki terli bıyık mı?