29 Haziran 2013 Cumartesi

Tarkin Doktrini



Merhaba!

Bu yazımızda yine o uzak galakside İmparatorluk sonrası bahsettiğim sert ve gaddarca uygulamalardan bahsedeceğim. Her ne kadar Eski senatör, Şansölye ve sonradan imparator Palpatine' ın o meşhur konuşmasında bahsettiği çöğunluğun yönettiği imparatorlukta maalesef ayrılıkçı seslere, Cumhuriyet' te olduğu gibi hoşgörü ile davranılmamaktadır. Zira İmparatorlk artık çoğunluğu sesidir, birlik ve beraberliğe en çok ihtiyaç duyulan o günlerde daha fazla ayrılıkçılığa göz yumulamaz.(5-0 BBY* arasında olduğunu tahmin ediyorum çünkü 0 BBY' de bir arbedede hayatını kaybetti Tarkin.)

Tarkin Doktrini' nin ne olduğundan biraz bahsedecek olursak, 5 kısa maddeyle özetleyebiliriz:

- Çalkantılı sistemlerde üstbölgeler(oversectors) kurulacaktır. Bu sistemlerde kurulan bölgeler, isyankâr hareketleri izleme ve karşı hareket izleme imkanı sağlayacaktır. Standart bölgelerin sınırlarına bakılmaksızın oluşturulacak bölgelerde, İmparatorluğun diğer bölgelerine göre daha fazla kuvvet bulundurulacaktır. Buradaki temel amaç küçük çaplı isyancı faaliyetlerin, büyümeden, bir tehdit haline gelmeden durdurmaktır. Üç sektör grubun ortalaması bir Üstbölge'de yer alacaktır.
- Her Üstbölge'ye direk olarak İmparator' a bilgilendirmede bulunacak  bir kişi atanacaktır. Bilgilendirmenin geciktirilmesi  ile politik fırsatlar sağlayacak İmparatorluk  danışmanları etkisizleştirilmiştir.
- İletişim kaynaklarının geliştirilmesi ve Üst Bölge yönetiminin altındaki her bir sektör grubunun bayrak gemilerinde yenilenmiş HoloNet alıcı verici yerleştirilmesi yanı sıra benzer bir altyapı yenilemesinin İmparator' un bayrak gemisinde ve İmparatorluk Merkezi'ne(yani Coruscant'a) yerleştirilmesi
- Galaksinin başa çıkılamayan bölgeleri ile gücün kendisi ile değil; gücün yarattığı korku ile kontrol altına alınması* Çoklu çstbölge grupları ve medyakontrol altında tutularak yaratılacak olağanüstü koordinasyon vasıstasıyla, bütün vatandaşlar üzerinde ezici bir güç izlenimi oluşturulacaktır. Böylece direnmenin manasız olduğu fikri aşılanacaktır.(Resistance is futile.)
- Yeni ve daha güçlü yıldız gemileri ve silahların araştırılması ve geliştirilmesine devam edilerek, isyancı sistemlerde korkunun arttırılması. Vatandaşlara her türlü baskın, hücuma karşı koyabilecek bir silahı, İmparatorluğun sembolü olabilecek bir silahın tanıtımı. Nam-ı diğer Ölüm Yıldızı(Death Star)

Bu kararları açıklamam bundan sonraki yazıları ve İmparatorluğun geleceğini açıklamam için önem arz edeceği için bu yazıyı burada kesiyorum. 

Saygılarımla


"The more you tighten your grip, Tarkin, the more star systems will slip through your fingers."

Princess Leia

"Rule through fear of force rather than force itself" Grand Moff Tarkin

"Rule through fear instead of through idealistic goverment agencies..." - Palpatine' in cümleyi kendine göre modifiye edişi

Referanslar:


28 Haziran 2013 Cuma

Galactik İmparatorluk ve Diğer Bazı Dış Mihraklar


Bundan sonra yazılarda artık! gerçek olmayan, kral penguenlerin biyografilerine, difraksiyon paternlerindeki ortaya çıkan Fibonacchi serileri ve bunun gibi dişe dokunmayan, gereksiz bilgilere yer var.

"A long time ago in a galaxy far, far away..." diyerek söze başlarsam sanırım galaksimiz dışındaki bir hikayeyi anlatabilirim. 

Galaktik İmparatorluk kurulurken insanların ruhlarına korku, karışıklık salmıştır. Üstelik bunu Galaktik Cumhuriyet üzerinden gerçekleştirerek aslında Cumhuriyeti ve onun yılmaz savunucuları olan Jedi' leri itibarsızlaştırma yoluna gitmiştir araya girerek belirtmek isterim ki Galaktik Cumhuriyet hatasızlığını ya da  basiretsizliklerinin de bulunduğunu söylemek isterim.

Örneğin Kaleesh yeraltı zenginlikleri ve doğası ile galakside ilgi çekici bir gezegendir. Huk tarafından sürekli olarak tacize uğramaktadır. Bu tacizler iki halkı savaşla karşı karşıya bırakmış ve Huk' un Senato' da etkinliği ile Galaktik Cumhuriyetin Huk tarafında savaş müdahil olması ile son bulmuştur. Kaleesh kaybetmesine rağmen Cumhuriyet ciddi bir yara almıştır. Çünkü büyük bir düşmanı yani General Griveous' u karşısına almıştır. Cumhuriyet' e gerçek anlamıyla düşman olma hakkı olan bir düşman edinmiştir. 

Galaktik Cumhuriyet içerisindeki ayrılıkçı düşünceler Ticaret Federasyonu(Trade Federation), Techno Birliği(Techno Union), Ticaret Loncası(Commerce Guild), Galaksilerarası Bankacılık Klanı(Intergalactic Banking Clan) ve Şirketler İttifakı(Corporate Alliance)  tarafından dile getirilmekteydi. Palpatine kendi öğrencisi olan Kont Dooku' yu iktidar haline getirerek bu ayrılıkçıların Bağımsız Sistemler Konfederasyonu(Confederacy of Independent Systems) haline gelmeleri ile devam etmiştir. General Griveous ise bu konfederasyonda general haline gelmiştir. Karşıt olunan Cumhuriyetse ve güçlülerse Griveous taraf olmakta hata görmemiştir. Hatta Griveous o kadar güçlü bir figür haline gelmiştir ki Kont Dooku tarafından suikastle yok edilme aşamasına gelmiş ancak başarısızlıkla sonuçlanmıştır. 

Galaktik Cumhuriyet' teki karışıklıklar dönemine bakacak olursak ki-Cumhuriyet 25.000 yılı aşkın süredir devam etmektedir-, çeşitli tehditlerin üstesinden geldiği dönemler olmuştur ancak İmparatorluğa geçiş döneminde Şanşölye Palpatine hem Cumhuriyetin başında yer almakta, hem de ayrılıkçı güçlere desteğini farklı piyonları ile sürdürmektedir. Cumhuriyet' in şansölyesi Cumhuriyet' in güvenliği için denetimleri ve silahlı kontrolü her geçen gün arttırmakta, kendisine doğrudan bağlı gizli polis teşkilatını güçlendirmektedir. Jedi' leri ise saf dışı bırakma çabası da takdire şayandır. Aslında Palpatine' ın senatörlüğe kadar yükselişi zaten yapacaklarının teminatı olarak düşünülebilir. 

Ticaret  Federasyonu ve onun müşterilerinin Senato' da oldukça fazla yer tutması, Palpatine' in Senato' da yer alacağı ve Büyük Planın uygulamaya konulması için bulunmaz bir fırsattı. Kan dökmekten çekinmeyen Palpatine ve Darth Plagieous, Senatör Vidar Kim' e suikast düzenleyerek yerine Naboo Senatörü olarak Palpatine' i seçtirmiştir. Palpatine Senato' daki faal davranışları, konuşmaları ve teorileri ile kısa sürede tanınan ve saygı duyulan bir Senatör haline gelmiştir. Jedi Öğretisine bağlı Jedi'ler, askeri ve siyasi kanattan kurduğu kuvvetli bağların üstüne Ticaret Federasyonu' nun Naboo' yu işgali ile başlayan süreçte Valorum ve hükümeti zayıflayarak düşmüş, Senato' daki haklı itibari ile güvenoyu alarak Palpatine Şansölye seçilmiştir.

Naboo' daki Klon Savaşları' nda kendisi Cumhuriyet'in başında olup, karşısında öğrencisi ve ortağı Kont Dooku yer almaktadır. Savaş sonrası halkın sonsuz desteğini alan Palpatine Galaktik Anayasa' da bir dizi değişikliğe gitmiştir. Cumhuriyetin ilkeleri ve Senato' nun gücünün zayıflatılması sebebiyle Jedi Konseyi harekete geçmiştir. Şansölye ise kendisine ve dolaylı olarak Cumhuriyete karşı girişilen bu hareketi ihanet olarak nitelendirerek, milyonlarca klonuna acımadan Jedi Konseyi' ni ve Jedi'lerin büyük bir bölümünü ortadan kaldırarak Cumhuriyete son vermiş, İmparatorluğu' nu ilan etmiştir ancak ironik olan kendi yarattığı isyancılar ve bu hareketin büyümesi İmparatorluğun sonunu getirmiştir. 


Galaktik İmparatorluk kurulduğunda en dikkatimi çeken konuşma şu olmuştur:

"Biz çoğunluk tarafından yönetilen bir İmparatorluğuz! 
 Yeni bir Anayasa ile yönetilen İmparatorluk!
 Politikacıların değil, yasaların İmparatorluğu!

 Kendini yalnızca toplumun  refah ve güvenliğine adamış bir  İmparatorluk!
 Biz binlerce yıl sürecek bir İmparatorluğuz!"

İmparator Palpatine


Saygılarımla


Değil ülkemizle, değil bizim sistemle, gerçekte bile olmayan bir tiranlığın hikayesini dinlediniz.




15 Haziran 2013 Cumartesi

Son Şarkılarım



Geri dönüştüm. Farklı hatırlatıcılarla gelişimi açıklamak istiyorum.
Dönüşüm Kayahan tipi ya da Süleyman Demirel tipi olmayacak fakat Kızıl Ekim' deki gibi denizaltımı kaçırmış da olabilirim, Sarı denizaltı ile Pepperland' de Blue Meanies ile kapışmak için de çalışıyor olabilirim. Ancak şunu  biliyorum ki;

"Together we stand, divided we fall"

Zafer semadan değil, denizaltıdan gelecektir.



NOT: 
1) Gökten 3 TeaSub düşmüş, biri bana, biri kaybedene, biri de bana ulaştırana!

2)Geri dönüştüm çünkü olduğum insanın dışına çıktım. 


for sari denizalti; n=1:0.1:29


Bunları kimseye anlatamıyorum, zaten genellikle anlatamıyorum. Anlatım bozukluğuna sahibim hem de kronik. Kafamda herşey doğru giderken, konuşmam; genellikle şarampole yuvarlanmış araba gibi çıkıyor. Sonunda duyduklarınız kafamdaki kadar net ve akıcı olamıyorlar. Ne yazık benim için.
Bazılarını anlattıkça manası yitiyor. Resim dersindeki dağlara, camilere benziyor. Ben bile tiksiniyorum.

Neden hala unutamadığım şeyler olduğunu bulsam bile size anlatınca çok komik oluyor. Ben de gayrı ihtiyari gülüyorum. Halbuki unutamadığım şeyler bazı anlarda hepimize acı veriyorlar. Arkadaşlarının böyle şeylerden yıkıldığını gören iyi arkadaşlar, kızar gibi yapıp sizi yukarı taşıma çalışmalarını görünce, "Beni bırakın siz devam edin" demek istiyorum veya "Hocam, devam edebilirim." demek için can atıyorum.  Çünkü benim  zaaflarım var.
Kişi zaaflarından kurtulunca mı yoksa onları kontrol ederek mi üstün yaşam formu olduğunu kanıtlıyor bilmiyorum ama evi Nepal' de kalmış Slovakyalı bir salyangoz ruhum.

Bir çeşit manifesto bu ve zaten okuyan bir tek kişi olacak diye düşünüyorum. O da bu yazdıklarımı cümle içinde kullanıp kelime bilgisinden okuduğumuzu anladık mı kısmına geçecek. Arkadaşının hala bazı konulardaki hassasiyetini kaldıramayacak, yine bir gece konuşacaklar, uzunca bir gece. Geceden bahsetmeden.

Kararlar alınacak, karartma  uygulanacak. Sıkı yönetim içinde gizli kapaklı işler yürütecek, pardesülü adamlara yandan bakılacak. Kapandı sanılan dosyalar arşive varamadan bazı ellerde dolaşacak. konu hep ellere gelecek.

Hiçbir şey olmamış gibi, sanki daha iyi varmış gibi...

Oysa ki ben nedenler duymak istemiştim. Hepimizin bildiği genel geçer sözler değil. Ben neyi nasıl görmediğinizi değil, neden göremediğinizi, eksikleri, eksik sandıklarımızı, boşluğu doldurulamayacak şeyleri, sıcağı, soğuğu, içimizden gelmediği için bitiremediğiniz şarabı, tatilde güneş altında yatmaktan neden hoşlanmadığınızı. Beni ben, sizi de siz yapan ya da sen diyememe sınırını koyan şeylerin hepsini.

Bitiyor mu? Tabii ki bitmiyor. Artık herkes iyi ve herkes kötü oluyor. Kitaplardaki en doğru bulduğumuz sözlerin söylenmesi bile düzeltmiyor olan biteni. Ben yine başladığım noktaya istemeye istemeye dönüyorum 9' da yatağa gider gibi.




Birgün, bir yağmurla garip garip 
 -Çoluğu çocuğu terk edeceğim.- 
Bir sevgiyle doymayacak kalbim, anladım 
 Alıp başımı gideceğim.

Asır yirminci asırdır, amenna 
Bir yanımda sevgilerim, bir yanımda sancım 
Neon lambaları büsbütün karartır gecemizi 
Uzaklar daha uzaklaşır 
Bir define çıkarır gibi kayalardan, 
Ademden beri 
Sımsıcak sevgilere muhtacım. 

Bir gün alıp başımı gideceğim -
Yıldızlar ışısın, yollar üşüsün, yollar...
Belimi bir ılık şal sarsın, mavi 
Hüzünlü bir serencamın ardından, şarkısız 
Rüyalarım unutulmuş bir handa pes desin 
Görmüş geçirmiş bir çift duygulu dudak karşısında.

Kendi kendine çekilmez oluyor ömrüm 
Her insanın ayrı ayrı yaşayabilsem kaderinde 
Diyarı gurbette kanlı bir aşk 
Bahtsız bir çocukluk uzak köylerin birinde 
En uzak beyazlar, 
En yakın ikindilerde, duygulu 
Ve bir sahil meyhanesinde bir akşam 
 İçip içip ağlasam...

Nasıl kısa kesmeli bilmiyorum? 
Herkesin derdinden pay isterken. 
Uzak kaderlerin suları çağlar simdi 
Yıldızlar dökülür sonsuza içimizden.

Birgün, bir parkta otururken, biliyorum 
Bir el yağmurla dokunacak omuzuma 
Bir çift göz, bir davet, bir kalp 
Çoluğu çocuğu terk edeceğim. 
Yapraklar dökülecek, çiçekler solacak 

Bir sonbahar, bir sabah ve bir yağmur olacak 
Toprak ve insan kokularıyla, 
 ğultulu bir sarhoşluk içinde, yıllar için 
Başımı alıp gideceğim.

Turgut Uyar