27 Ekim 2011 Perşembe

Darısı Başınıza


Nereden geldiyse aklıma borürlerle ilgili bir makale okurken Barış Manço dinleyesim geldi. Takdir edersiniz ki 981 doğumlulardan itibaren başka bir idol edinemiyordunuz kendinize Türkiye' de. Zaten hala daha iyisini düşünemiyorum. O zamanlar tüm orta halli familyaların yavruları Barış Manço 81300 Moda' ya mektuplar döşendi. Tabi okuma yazmamız kıt olduğundan okuma-yazma kapasitesindeki büyüklerin beyinlerini yedik. O safhada elim boş döndükten sonra hiç içlenmedim, hiç öfke yapmadım vay beni nasıl çıkarmaz diye ama Tolga Abi' ye kızgınım paralarımız gitti Kanal 6' ya yalandan Hugo oynayacağız diye. Ha işte bu görmüş olduğunuz iyi kondüsyondaki albüm tabi ki bizim evdeki değil. Bizimkinin kutusu kayıp. Torpidoda durmaktan hafif rengi atmış durumda. Bu albüm de babamın beni okula bırakırken taktığı, daha doğrusu benim dayattığım albüm. Sene:1989. Şimdi tracklisti yazıyorum:

1.Kara Sevda
2.Domates Biber Patlıcan
3.Delikanlı Gibi
4.Günaydın Çocuklar
5.Kezban
6.Can Bedenden Çıkmayınca
7.Güle Güle Oğlum
8.Hatırlasana
9.Hayır

Hit üstüne hit albüm. 80'leri daha iyi tarif edecek başka bir albüm düşünemiyorum. Whitesnake' in dünyada yarattığı 80'ler sahnesini, benim kafamda bu albüm çizmiştir. O synth tonlardaki sentetik hal, beyaz dikdörtgen makine davul, reverbler, gitar tonları. Şimdi yazarken bir yandan da dinliyorum. Kasetten değil maalesef.

Ne demeli bilmem ki? burada bitsin bu yazı.

4 Ekim 2011 Salı

Pişmiş kelle

İstatistiğe yeni bir yaklaşım getiriyorum. Türkiye' de hiç birşeye ait veriye ulaşamadığımdan dolayı artık bazı gençleri bu işle görevlendiriyorum. ilk vereceğim görev Türkiye' deki kelle tüketimi.

Kesimi yapılan büyükbaş ve küçük baş hayvanların başlarının ne şekilde değerlendirildiğini, bunların ne kadarının pişmiş kelle olarak alındığını, pişmiş kelle olarak kullanılan bu başların fiyatları, şehir bazlı fiyat değişikliklerini, beyinli ve beyinsiz satılabilen bu ürünün beyinin yarattığı fiyat farkı ve talep durumunun incelenmesini istiyorum. Beyine verilen maddi değeri bilmek istiyorum.
Ayrıca nihai tüketicinin bu kelleleri yerken hayvanın yüzündeki gereksiz ağız dolusu gülme şeklinden iştahlarının ne şekilde etkilendiklerinin bilmeye hakkım var. Bu kellelerin ne kadarı gerçekten belirlenen büyüklükte sırıttığını, sırıtıyorlarsa neden, sırıtmıyorlarsa neden sırıtmadıkları açıklanmalıdır. Bu sırıtışın sırrı kesim esnasındaki canayakın tavır mı yoksa geçirdikleri uhrevi hayatın nihayete ermesinden mi kaynaklanmaktadır? Bunları bile öğrenmek istiyorum artık.