10 Mart 2010 Çarşamba

Bu da başlıktır

En baştan başlayayım.
Çocuklarının çok zeki olduğunu, evdeki bütün cihazları kullandığını söyleyen ebeveynlerden, ikiletmeden ödevlerini yapan çocuklardan, bunu anlatan ailelerinden, özel derslerde masaya gelen kek ve çaydan, pazara gidince kalabalık içinde popolar arasında sıkışmaktan, üstelik çekiştirilmekten, evde tek başına başının çaresine bakıp bakamayacağının merak edildiği anlardan, metalikacı sohbetinden, ateşli ateşli metal müzik müdafaasının, Plevne Müdafaası gibi yapılmasından, hocalara yapılan ukalalıklardan sonra yüzdeki ben neymişim gülüşünden, üniversite sınavına hayatımızın sonu gibi çalıştığımız dönemden, okuduğumuz okulların Yeşilırmak Kızılırmak gibi aynı yere döküldüğünün söylememesinden, mühendis olmanın marifet sayılmasından, işletme okuyanlar Hukuk çok zor demesinden, servisle yapılan yolculuklardan, kazı kazan kazırken parmak arasında kalan parlaklıktan, soğuk günlerdeki nemli yorganlardan, yabancı yataklardan, bir şeyin ucuzluğunun sorgulanmamasından, facebook profiline Türk bayrağı koyma heyecanından, Atatürk fanı olmaktan, fan olanlara "thumb up" yapanlardan, ulusalcıların, ulus devletin oluşumundan bi haber oluşundan, demokrasi faşistlerinden, insanların eşit olsun, açlık olmasın deyip de komünist yaftalanmasından, devletler yapısında kan dökmenin olduğunu inkar edenlerden, tutmayan şarkıların seçim öncesi partilerin seçim şarkısı olmasından, duvarlara ilan yapıştırmanın yasak olmasından, "main stream" dışına çıkınca entel yaftalamasından, herkesin biliyor olması gereken kelimeleri sarf edince(evet onlara kullanınca sarf oluyor) ay nereden buluyorsun bu lafları klişesinden, tüm klişelerden hatta bu söylediğimden bile, hayatın sadece gündüz saatlerine göre düzenlenmiş olmasından, paranın amaç olmasından, amaçsızlıktan, evde bulunan bozuk ama hala çalışır durumda olduğu için tamiri sürekli ertelenen cihazlardan, ayakkabılarımın topuklarının erimesinden, kitap ayraçlarımın kaybolmasından, sabhları uyandığımda üşenme alışkanlığımı bozamamamdan, yaşlanınca kulak kılllığı problemi yaşayacak olmam, festivale bilet alamamaktan, hiç bir şey bilmiyor olmaktan, bisikletimin çalınmış olmasından, yazıp yazamadığım konusundaki çekincelerimden, zamanı iyi değerlendirememekten, dondurmada limondan taviz vermeyişimden, artık gazetelerin hiçbirini çekici bulmayışımdan, televizyondan eskisi gibi zevk alamamaktan, 10 Kasım' da Atatürk' ün ölümü sonrasında dış basından örneklerde her seferinde Nazi gazetesi Völkischer Beobachter' den bile alıntı yapılmasından, İngilizce şiirleri anlamakta zorlanmaktan, kabız olmaktan, yalnız olmaktan, büyük ikramiyenin yılbaşında bana çıkmayışından, aşık olup arkasından bakakalmaktan, herkesin ekonomiden ve futboldan çok iyi anlamasından, en önemli şeylerimi çalan hırsızdan, Tuzlu kabuklu fındık arayıp bulamamaktan, aynı şarkıları saatlerce tekrar dinlemekten, dönem dönem adımın Alman, Fransız, Rus hayranına çıkmasından, Raid kokusundan, diş fırçalarının deformasyonundan,Tanpınar' ın yazdıkları dışında kalan virgülleri arttıkça anlamını yitiren cümlelerden, Kapital' i göze alamamaktan, ufak çocuklara nasıl yaklaşacağım konusundan tereddüt yaşamaktan, Kızıl saçlara zaafım olmasından ve bunlar gibi bir çok vak'adan yılgın ve müteessirim.

Saygılarımla....

Yönetim Kurulu adına

2 yorum: