25 Temmuz 2011 Pazartesi

Yer Demir Gök Bakır...Ortalık Kir Pas İçinde

Bunu daha önce de yazmış olabilirim ya da aklıma çokça yazdım ancak bir daha yazmak hususunda bir sakınca görmüyorum. Bu Afrika'daki açlık, Güneydoğu Asya' daki sefalet, Güney Amerika' ya yaşatılan rezilliklere bakarak söylemek isterim ki, niye bunları düzeltmek için cebimden bir fon ayırmam gerekiyor hala?

Evet bahsettiğiniz insanlığı yitirerek, vurdumduymaz, dünyayı su basmış ördeğe vız gelmişçilik kafası ile yazmıyorum bunları.

Bir süre çevre koruyan, doğal hayatı koruyan derneklere sürekli yardım yapmayı sakıncalı görmedim. İyi niyetlerinden hala da şüphe duymuyorum ancak çocukken öğrendiğim birkaç kural var. Bunları sıralamak gerekirse;

Madde 1: Benim oyuncağımı biri bozarsa, bozan düzeltir.
Madde 2: Topu atan alır.
Madde 3: Üstte belirtilmiş olan maddelere uyulmazsa babama şikayet etmek zorunda kalırım.

Bu bilgiler ışığında bahsettiğim açlık, sefalet ve rezilliklerin kaynaklarına bakarsak, topluluklar, halklar, kabileler 19. yy. başına kadar bu tip problemlerle göğüs göğüse çarpışmadıklarını düşünüyorum. Öyleyse Kenya, Somali ve Etiyopya' nın karşı karşıya olduğu su ve hasatla ilgili sorunu bu noktaya getiren Fransız, İngiliz sömürge imparatorluğu' nun Sanayi Devrimi çelik konstrüksiyon adamları gelip bir el atıp düzeltmeleri gerekir üstte belirttiğim maddeler ışığında.

Güneydoğu Asya' daki gemi sökme platformları ve über teknolojik olduğu sanılan fabrikalar sayesinde balıkçılıkla uğraşan yavru adacık insanlarının düşürüldüğü işçi görünümlü köleliği düzeltmek için de babamın kas gücünden medet umabilir miyiz?

Meksika Körfezi' nin halini düzeltebildi mi benim verdiğim paralar? Yine o paracıkların, aynı petrol şirketinin Shetland Adaları' nda benzer bir tesisi açmasına engel olabilecek mi?

Albay Kaddafi' nin kötü yanlarına almak yerine, Kağıtları fırlattığı, Ban Ki-Moon' un resepsiyonunu iptal ettirdiği upuzun BM konuşmasında Batılı devletlerin Afrika' ya diktatörlükler değil, tazminat vermesi gerektiğini belirtmişti. Tabi es geçilecek kadar komik bir fikir olarak düşünülmüş olsa ki kimse üstünde bile durmadı.

Bu insancıkların babalarını ellerinden aldığın gibi, tanrılarını bile çaldın. Tutup bu noktada neden ben düzeltiyorum bu rezilliği?
Elinden babasını, tanrısını, yaşadığı toprakların tüm artı değerini alıp, sürekli insanlık vicdanını topu almaya yollayacaksın. Oldu olacak dünyanın en büyük çöplüğü haline getirdiğiniz Moritanya' yı temizlemek için de "Hadi bi el atın" demekten çekinmeyin...

Ben artık yemiyorum.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder